Kitabın önceki bölümlerinde evrim teorisine destek
veren bazı inançlı insanların, teoriyi savunurken içine düştükleri
yanılgılara değindik. Ancak burada üzerinde durulması gereken bir
diğer konu da, evrim teorisine inanmadıkları halde, bu teorinin
oluşturduğu tehlikeleri fark edemeyen kesimlerin içine düştükleri
kayıtsızlıktır.
İnançlı insanların, yaratılış
gerçeğine tamamen karşı olan bir teoriyi tehlikesiz ve zararsız
görmeleri, onun gelişmesine seyirci kalmaları, evrim teorisinin
toplumda giderek yayılmasına ve kaçınılmaz olarak ateizmi
güçlendirmesine dolaylı bir destek olacaktır. Bu nedenle dindarların,
evrim teorisinin altında yatan felsefeyi iyi anlamaları gerekir. Evrim
teorisi, materyalist felsefenin sözde "bilimsel" görünen bir üslupla
ifade edilmesinden ibarettir. Materyalist felsefe ise "dinsizliğin
dini"dir
.
Bu durum, her Müslümanın omuzlarına dinsiziliğin dini ile fikri mücadele görevini yüklemektedir.
"DARWİNİZM TEHLİKE ARZ ETMİYOR" DİYENLER YANILIYORLAR
İnançlı insanların bir bölümü
evrim teorisinin geçmişte kaldığını, bugün artık kabul edilmediğini,
dolayısıyla Müslümanlar açısından o kadar önemsenecek bir tehlikenin
söz konusu olmadığını sanırlar. Bundan dolayı da bu teorinin
sahtekarlıklarını, bilim dışı iddialarını ortaya koymayı kendilerince
son derece önemsiz görür, Darwinizm'in bir tehlike arz etmediğini
iddia ederler.
Prof. Philip Johnson |
Oysa bu kimselerin düşündüklerinin
aksine, günümüzde evrim teorisi bilim karşısında tüm dayanaklarını
yitirdiği halde, yalnızca ideolojik yönü nedeniyle çok geniş bir kesim
tarafından savunulmaktadır. Pek çok ülkede, üniversitelerde, medyada
ve eğitim kurumlarında Darwinistler son derece etkindir. Gerçekte
Darwinizm, dünya çapında organize bir harekettir.
Prof. Dr. Ali Demirsoy |
Evrimciler bilim dünyasında adeta
bir baskı sistemi kurmuşlardır. Gerek bilimsel yayınlarda, gerek
medyada hep tek taraflı yorumlar yapılmakta ve evrim teorisi adeta
kesin bir gerçek gibi sunulmaktadır. Özellikle de geniş bir kitle
üzerinde etkili olan medya, bulunan her kemik parçasını evrimin yeni bir
kanıtı gibi yansıtmaktadır. Dünyanın pek çok ülkesinde okullarda ve
üniversitelerde Darwinist akademisyenler desteklenmekte, Allah
inancına sahip bilim adamlarının ise akademik kariyerleri baltalanmaya
çalışılmaktadır. Darwinizm'i reddettikleri için çoğunun kitapları,
makaleleri bilimsel yayınlarda yer almamakta, bir taraftan da hiçbir
doğruluk ifade etmediği halde "dogmatizmle" veya "gericilikle"
suçlanmaktadırlar. Eğer Batı ülkelerinde bir bilim adamı, akademik
kariyer yapmak istiyorsa, Darwinci safsatalara göz yummak, hatta bunları
ister istemez savunmak zorundadır. Aksi takdirde akademik kariyerinde
yükselmesi çok zordur.
Evrim teorisini eleştiren bilim
adamlarından biri olan Amerikalı profesör Philip Johson, evrim
teorisinin inanca karşı nasıl bir tür silah olarak kullanıldığını
şöyle anlatmaktadır:
"Modern bilimin liderleri,
kendilerini 'dini fundamentalistlere' -yani bir Yaratıcı'nın var
olduğunu ve bu dünyadaki olaylarda rol oynadığını kabul edenlere-
karşı girişilen bir savaşın öncüleri olarak görmekteler... Darwinizm
ise, 'fundamentalizm'e karşı girişilen bu savaşta yeri doldurulamaz bir
ideolojik rol oynamaktadır. İşte bu nedenle, bugün bilim çevreleri,
Darwinizm'i test etmeyi değil, ne olursa olsun korumayı kendilerine
amaç edinmişlerdir. Bilimsel araştırmaların kuralları da, bu
ideolojiyi doğrulayacak şekilde belirlenmektedir" 66
Evrimciler, bu "fikri
diktatörlük" içinde bazı üniversiteleri Darwinist eğitim yuvaları
haline getirmekte ve buralarda materyalist felsefeyi bilim zanneden
insanlar yetiştirmektedirler. İnançlı insanların ise eğitim haklarının
ellerinden alınması gerektiği düşünülmektedir. Bunun en belirgin
örneklerinden biri ülkemiz evrimcilerinden Prof. Dr. Ali Demirsoy'un
Ceviz Kabuğu isimli evrim konulu bir tartışma programında sergilediği
öfkeli tavır olmuştur. Sayın Demirsoy, "Eğer bir bilim adamı herhangi
bir şekilde Tanrı'ya inanırsa üniversitede bulunmaması lazım. Allah'a
inananı üniversiteden atarım" benzeri ifadeler kullanarak, önyargılı
evrimci bakış açısını tüm açıklığıyla ortaya koymuştur. Belki de
inançlı insanlar bu gerçekleri bilmedikleri için olayları hatalı bir
iyimserlik içinde değerlendirmekte ve bu nedenle de Darwinizm'i
kendilerince tehlikeli bulmamaktadırlar. Oysa materyalistler (ki
bunların içinde Marksistlerin önemli bir ağırlığı vardır)
Darwinizm'den aldıkları sözde bilimsel destek ile, dine karşı ciddi
bir mücadele yürütmektedirler. İşte bu nedenle "Darwinizm tehlike arz
etmiyor" diyen Müslümanların acilen bu gafletten sıyrılmaları
zorunludur. Tüm dünyada evrim teorisi aracılığıyla dine karşı ciddi
bir fikri saldırı yürütülürken, bu teorinin tehlike olmadığını söylemek
ve Darwinizm'i zararsız görmek son derece hatalı bir davranış
olacaktır.
FİKRİ MÜCADELEDE BULUNMAMAK, DARWİNİZM'İ DAHA DA GÜÇLENDİRİR
Darwinizm'in bir tehlike
oluşturmadığını ya da bittiğini düşünenler, bu fikirlerini
çevrelerinde yaygınlaştıranlar, söz konusu teorinin gelişmesine
bilerek ya da bilmeyerek yardımcı olurlar. Çünkü bu şekilde bir bilgi
verdiklerinde toplumda böyle bir tehlike olmadığı kanısı oluşur. Buna
bağlı olarak Darwinist propagandaya, sahtekarlık ve telkinlere karşı
fikri ve bilimsel bir duyarlılık gelişmez, önlem alınmaz.
Buna
karşın evrim teorisini savunan insanlar ise köhneleşmiş bilgilerle de
olsa kendilerince hazırlık yapmaya devam eder, her fırsatta teorilerini
hararetle savunurlar. Çeşitli sahtekarlıklar ve çarpıtmalarla da olsa
fikirlerini ayakta tutmaya çalışırlar. İnançlı insanlar evrim
teorisinin bir tehlike oluşturmadığına inandırıldıkları için de, bu
konuda bir şey okumaz, öğrenmez ve böylece karşılarına çıkacak
evrimcilere cevap verebilecek bilgi ve mantıklardan da yoksun
kalırlar.
Oysa evrim teorisinin
geçersizliğini öğrenmek ve kavramak kolaydır. Teori, çağdaş bilim
karşısında tamamen geçerliliğini yitirmiş bir 19. yüzyıl tezinden
ibarettir. Bununla birlikte bilim dünyasındaki her yeni gelişme
yaratılış gerçeğini tasdik etmektedir. Fakat bu gerçekler araştırılıp,
öğrenilmediğinde inançlı insanlar evrimciler karşısında cevap
veremeyecek duruma gelirler. Bilgi sahibi olmadıkları için yanlış
mantık, hatalı bilgi, örneklendirme ve çıkarımlarla çaresiz kalırlar.
Oysa Darwinist düşüncenin geçersizliğini anlatmak için yazılmış çok
fazla kitap, yapılmış çok fazla araştırma vardır. Ama bunlardan
yararlanmak için önce mevcut tehlikenin farkına varmak ve fikri
mücadelenin gerekliliğine inanmak gerekmektedir.
Darwinizm'in bir tehlike
olmadığını düşünerek evrimci yaratılış yanılgısını savunanlar, inançlı
kişilerin Darwinistler karşısında sessiz kalmalarından da bir anlamda
sorumludurlar. Çünkü bu kişiler aslında tesadüfleri sözde yaratıcı
bir güç olarak görmedikleri ve Allah'a iman ettikleri halde, gerekli
bilgiden yoksun olmaları sebebiyle evrimcilerin iddialarına karşı
geçerli ve tutarlı bir açıklama getiremezler. İşte bu nedenle de
onların fikirleriyle kendi inançları arasında kendilerince bir orta
yol bulmaya çalışırlar. Bunun sonucunda da "Allah canlıları evrimle
yaratmıştır", "evrimle din çelişmez" gibi çarpık mantıklar öne sürmeye
başlarlar.
Oysa bu, kitabın başından beri
anlattığımız gibi, Allah'a iman eden bir kimse için kabul edilemeyecek
bir durumdur. Evrimciler bilim adına konuştuğunu iddia eder, ama
gerçekte bilim adına yalan söylerler. Dolayısıyla dıştan sözde
"bilimsel" görünen bu aldatmacaya inanmamak, asıl olarak evrim
teorisinin hizmet ettiği ideolojilere bakmak gerekir. Evrim teorisinin
altında yatan ateist felsefeyi ve dinsiz yapıyı fark edemeyip, bu
hurafeyi doğru kabul etmek, ona teslim olmak Darwinizm'in insanlığa
getirdiği her türlü zarara ortak olmak demektir. Bu tür kişilerin
farkında olmadan topluma verdikleri zarar çok büyüktür.
İşte bu nedenle evrim
aldatmacasına kanan bazı Müslümanların, savundukları fikri bir kez
daha düşünmelidirler. Yanlış ve batıl olduğunu bile bile karşı tarafa
hemen teslim olmak, hak dini Darwinistlerin batıl dinine uydurmaya
çalışmak olmaz. Unutmamak gerekir ki, tüm Müslümanlar için, dine karşı
olan, Allah'ın varlığını inkar eden her fikri, fikri mücadele ile
çürütmek, hakkı kullanarak batılı yok etmek önemli bir sorumluluktur.
Bu sorumluluktan cayarak, inkar düşüncesi ile sözde ortak bir noktada
"anlaşmak", karşı tarafa taviz vermek ya da onların fikirlerine teslim
olmak çok büyük hata olur.
Örneğin komünizmin yayıldığı bir
toplumda Müslümanın görevi "komünizmi İslamlaştırmaya çalışmak"
değildir. Bu, din lehinde hiçbir sonuç vermeyecek, aksine komünizme
fayda sağlayacak çıkmaz bir yoldur. Müslümanın görevi, komünizmi tüm
bir felsefe olarak çürütmek, fikren yıkmak ve buna karşı İslam'ın
hakikatini ortaya koymaktır. Aynı şekilde Darwinizm'e karşı da
Müslümanın görevi "Darwinizm'i İslamlaştırmaya çalışmak" değil, bu
büyük yalanı fikren çürütmek, yıkmak ve buna karşı yaratılış gerçeğini
ortaya koymaktır. Bu nedenle tüm Müslümanların bu bilinçle hareket
etmeleri dünya üzerindeki ateist felsefelerin hepsine birden dayanak
teşkil eden Darwinizm'e arka çıkmamaları gerekir.
DARWINİZM TOPLUMSAL BİR TEKLİKEDİR
Önyargılardan uzak, samimi ve hür
düşünen hiç kimse, şuursuz atomların tesadüfler sonucunda biraraya
gelip, organize olup, düşünen, akleden, hisseden, gören, işiten,
medeniyetler kuran, buluşlar yapan, sanat eserleri meydana getiren,
sevinen, üzülen, sonra kendisini oluşturan atomları elektron mikroskobu
altında inceleyen bilim adamlarını meydana getirdiğine inanmaz. Fakat
Darwin'in teorisi insanlara bu akıl dışı inancı dayatır. Kullandıkları
bilimsel terminolojiye rağmen, sonuçta Darwinistlerin inandığı
mantığın özü budur.
Bu çarpık mantığa inanan bir
insan, akılcı analiz yapma ve muhakeme yeteneğini yitirmeye başlar.
Dünyanın en imkansız senaryosunu çok makulmüş gibi görüp kabul
ettikten sonra, karşısına çıkan tüm imani delileri göremez hale gelir.
Düşünme yeteneğini yitirmiş, çok açık gerçekleri, aldığı telkinler ve
yapılan propagandalar nedeniyle göremeyen, sırf çoğunluk kabul ediyor
diye yanlış bir fikri körü körüne kabul eden bu insanı her yöne çekmek
mümkündür. Bu aşamaya geldikten sonra bu kimseler artık vicdanlarını
ve akıllarını kullanamaz hale gelmiş olurlar. Bu kişinin eline silah
vermek, onu dağlara çıkarmak ya da "Darwin bu insanın aşağı ırk
olduğunu söylüyor, onun için onu öldürebilirsin" diye yalanlara ikna
etmek çok kolaylaşır.
Bu mantık içinde yetişen
insanların toplumlara, sadece zarar getireceğini de bilmek gerekir.
Bugünün gençleri, geleceğin yetişkinleri, yöneticileri, devlet
adamları, eğitimcileri olarak karşımıza çıkacaklardır. Bu nedenle şayet
ileride bugün olduğu gibi çağdaş, bilim düzeyi yüksek, hurafelerden
uzak ve ileri bir medeniyet umut ediliyorsa, günümüz gençlerine ona
göre bir eğitim sunulmalıdır. Bu da öncelikle gençlerin Darwinist
hurafelerden, sahtekarlıklardan kurtarılmalarıyla, onlara tesadüf
eseri hayvanlardan evrimleştikleri masallarını değil de, Allah'ın
onları, canlılar arasında ruha ve en üst bilince sahip varlıklar
olarak yarattığını anlatmakla mümkündür. Çünkü gerçek olan budur.
Okullarda gençlere Darwinizm'i bilimsel bir gerçek gibi anlatan ülkeler, bu gençlere saldırganlığı, "yaşam mücadelesi"nde ayakta kalmak için savaşmak gerektiği yalanını da telkin etmektedirler. |
Eğer
gençler şerefli, yüksek bir şuur ve ruh sahibi varlıklar olarak
yaratıldıklarını bilirlerse, buna yakışır şekilde davranacaklardır. Ama
hiçbir doğruluk payı olmadığı halde tesadüfen oluştukları,
hayvanlardan evrimleştikleri, maymunla ortak ataya sahip oldukları
gibi hurafelere inandırılırlarsa, o zaman da hayatı bir sözde "kavga"
olarak görecek, bu kavgada üstün gelmek için kendince her yolu mübah
sayacaklardır. Böylece hoşgörü, şefkat, sevgi, saygı, kardeşlik gibi
insani vasıflardan uzak, sorumsuz, bencil ve her türlü zalimliği
yapabilecek bir nesil ortaya çıkmış olacaktır. Zaten hayvandan
evrimleştiği masalına inandırıldıkları için de kendilerini ve diğer
insanları değersiz görecek ve onurlu, şerefli, ahlaklı bir hayat sürmeyi
anlamsız bularak, bencilce her türlü kötülüğü ve ahlaksızlığı
sergileyebileceklerdir.
Bu yanlış eğitim yüzünden kendi elleriyle terörist yetiştiren ülkeler, sonra da ürettikleri bu ölüm makinelerini tek tek toplamaya çalışmaktadırlar. Oysa kesin çözüm en başta bu gençlere Darwinist hurafelerden arınmış bir eğitim vermektir. |
O halde yapılması gereken, eğitim
kurumlarında, kitaplarda, basın ve yayın organlarında, toplumsal
platformlarda, kısacası her yerde evrim hurafeleri ile dünya
gençliğinin beyinlerinin yıkanmasına izin vermemek ve onları Kuran'ın ve
bilimin öngördüğü akılcılığa, derin düşünmeye yöneltmektir.
Nitekim dünyada pek çok millet
Darwinizm'in gençlerine verdiği tahribatı geri dönüşü olmayan bir
şekilde yaşamaktadır. İngiltere'deki holiganlar, Almanya'daki
neo-Naziler, Amerika'da dazlaklar ve daha sayısız ülkede gençlerin büyük
çoğunluğu, bugün tüm insani vasıflarını kaybetmiş şekilde,
etraflarına vahşet saçan katiller, caniler olarak Darwinizm
tehlikesinin canlı göstergeleri olmuşlardır. Şu anda bu ülkelerin,
kontrolden çıkmış gençlerine karşı acze düşmüş olmasının nedeni,
zamanında bu gençlerin Darwinist eğitimden geçmiş olmalarıdır. Bugüne
dek Türk Milleti bu tip oyunlara hiçbir zaman gelmemiş, Darwinist ve
Darwinizm'den güç alan komünist, faşist odakların tuzaklarına hiç
düşmemiştir. Bugün de aynı şekilde, gençliği hedef alanların, onları bu
tür hurafelerle yanıltmaya çalışanların oyunlarına gelmeyecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder