8 Haziran 2012 Cuma

NEDEN BAZI MÜSLÜMANLAR EVRİM TEORİSİNİ SAVUNUYORLAR?

Tarihin her döneminde insanlar evrenin ve canlıların kökeni üzerinde düşünmüş ve bu konuda çeşitli fikirler ortaya atmışlardır. Bu fikirleri evreni materyalist bakış açısıyla açıklamaya çalışanlar ve Allah'ın tüm kainatı yoktan var ettiğini -yani yaratılış gerçeğini- görenler olmak üzere iki başlık altında toplamak mümkündür. 


Charles Darwin
Önsözde evrim teorisinin materyalist felsefe üzerine bina edildiğinden söz etmiştik. Materyalist bakış açısı, evreni oluşturan maddenin, var olan yegane varlık olduğunu iddia eder. Bu batıl inanışa göre madde sonsuzdan beri vardır ve maddeye hakim olan bir başka güç yoktur. Materyalistler, evrenin tesadüfler sonucunda kendiliğinden şekillendiğini, canlılığın ise zaman içerisinde yine kör tesadüfler sonucu cansız maddelerden evrimleşerek meydana geldiği yanılgısını kabul ederler. Bu yanılgıya göre, yeryüzündeki tüm canlılar doğal etkiler ve tesadüfler sonucu ortaya çıkmışlardır. 


Diğer bir deyişle, materyalist felsefe canlılığın oluşumunu evrim teorisiyle açıklamaya çalışır. Evrim teorisi ile materyalist felsefe birbirini tamamlayan iki düşünce sistemidir. Eski Yunan'da doğan bu birliktelik, 19. yüzyılın ilkel bilim anlayışı içinde yeniden gündeme getirilmiş ve evrim teorisi materyalizme sözde bir destek oluşturduğu için -bilimsel olup olmadığına bakılmaksızın- materyalistler tarafından derhal kabul görmüştür. 

Evrim teorisinin karşısında ise yaratılış gerçeği yer alır. Bu gerçeğe göre madde sonsuzdan beri var değildir, başıboş da değildir; Allah maddeyi yoktan yaratmış ve düzenlemiştir. Canlılar da yine Allah'ın yaratmasıyla var olmuştur. Evrendeki ve canlılardaki büyük tasarım, hesap, denge ve düzen, bu gerçeğin açık kanıtlarıdır. 

İnsanın akıl ve gözlem yoluyla kavrayabileceği yaratılış gerçeği, tarihin başından bu yana din yoluyla insanlara öğretilmiştir. Tüm İlahi dinler, Allah'ın tüm kainatı yoktan, "Ol" emri ile yarattığını ve kainattaki kusursuz işleyişin Allah'ın üstün yaratma gücünün bir delili olduğunu bildirmişlerdir. Kuran'ın pek çok ayetinde de bu gerçek bizlere bildirilmiştir. Allah "Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratandır. O, bir işin olmasına karar verirse, ona yalnızca "Ol" der, o da hemen oluverir." (Bakara Suresi, 117) ayetiyle kainatı yoktan ve mucizevi biçimde yarattığını bildirmektedir. Enam Suresi'nde ise şu şekilde buyrulmaktadır: 

O, gökleri ve yeri hak olarak yaratandır. O'nun "ol" dediği gün (herşey) oluverir, O'nun sözü haktır. Sur'a üfürüldüğü gün, mülk O'nundur. O, gaybı ve müşahede edilebileni bilendir. O, hüküm ve hikmet sahibi olandır, haberdar olandır. (Enam Suresi, 73)

MÜSLÜMAN EVRİMCİLERİN GÖZ ARDI ETTİKLERİ ÖNEMLİ GERÇEKLER

Önceki bölümde bazı Müslümanların, evrimcilerin telkinleri altında kaldıklarından ve bilimsel gelişmelerden haberdar olmadıkları için evrim teorisini bilimsel bir gerçek sandıklarından bahsettik. İşte bu bilgi eksikliği söz konusu kimselerin evrim teorisiyle ilgili pekçok gerçeği göz ardı etmelerine neden olur. Evrim teorisinin putperest bir anlayış olduğunu, tesadüfleri ve doğa olaylarını adeta ilah gibi gösterdiğini (Allah'ı tenzih ederiz), teorinin kurucusu olan Charles Darwin'in dinsiz kimliğini ve evrim teorisinin neden olduğu zulmü, kargaşayı, savaşları ve diğer belaları görmezden gelirler. 


Bu bölümde Müslüman evrimcilerin göz ardı ettikleri bu gerçekler üzerinde durulacak ve bu kişiler materyalist-ateist düşünceye destek sağlayan putperest bir anlayışı savunmaktan bir an önce vazgeçmeye davet edileceklerdir. 


EVRİM DÜŞÜNCESİ ESKİ YUNAN'DAN GELEN PUTPEREST BİR İNANÇTIR


Evrim teorisi, bu teoriyi savunanların iddia ettikleri gibi bilimsel bir teori değil, putperest (pagan) bir inançtır. İlk olarak Mısır, Babil ve Sümer gibi Milattan önce yaşamış toplumların batıl dinlerinde rastlanan evrim fikri, buradan Eski Yunan toplumundaki filozoflara geçmiştir. Putperest Sümerlerin yazıtlarında, yaratılışı inkar eden ve canlıların başıboş bir süreç sonucunda kademeli bir şekilde oluştuğunu iddia eden ifadelere rastlanmaktadır. Sümerlere göre canlılık, cansız su kaosundan kendiliğinden oluşmuştur. 

Mısırlılar da kendi batıl dinlerinin gereği olarak "yılan, kurbağa, solucan ve farelerin, su baskınlarıyla taşan Nil ırmağının çamurlarından oluştuklarına" inanıyorlardı. Sümerlerin yaptığı gibi Mısırlılar da bir Yaratıcı'nın varlığını inkar ediyor ve "canlıların tesadüfler sonucunda balçıklardan" meydana geldiğini düşünüyorlardı.

ALLAH’IN YARATMA İLMİ

Kitabın başından bu yana "Allah'ın canlıları evrimle yarattığı" iddiasıyla ortaya çıkan inançlı evrimcilerin içinde bulundukları büyük yanılgıyı inceledik. Bu kimseler diğer evrimciler gibi doğrudan "canlılar tesadüfen oluşmuştur" demez, ancak Allah'ın evrimle yarattığı yanılgısını savunarak, Darwinizm'e bazı noktalarda -isteyerek ya da istemeyerek- destek verirler. Onların bu hatalı bakış açılarına göre Allah canlı türlerini yaratırken mutasyon ve doğal seleksiyon gibi evrim mekanizmalarını kullanmıştır ve bu hiçbir dayanağı olmayan bir iddiadır. 


Ancak önceki bölümlerde belirttiğimiz gibi, ne doğal seleksiyonun ne de mutasyonun yeni bir canlı türü meydana getirmediği, yani evrimleştirici bir gücü olmadığı bilimsel gelişmelerle ortaya çıkmıştır. Evrimsel yaratılış yanılgısını savunanların iddiasına göre ise – ki bu hiçbir şekilde doğru değildir- Allah canlıların genetik yapılarında mutasyonlar yoluyla birtakım değişimler meydana getirmekte ve böylece onlara faydalı organlar kazandırmaktadır. Ya da yine bu gerçek dışı iddiaya göre Allah önce ilkel canlılar yaratmakta, sonra onları kompleks canlılar haline getirmek, onları mükemmelleştirmek için doğal seleksiyonu kullanmaktadır. Doğal seleksiyon mekanizmasıyla bir canlıya organ eklemekte ya da önceden yarattığı bir organı körelterek, çıkarmakta, bir türü bir başka türe dönüştürmektedir. . (Allah'ı tenzih ederiz)

Bilimsel gelişmelerden haberdar olmayan bir insan, üstelik evrim teorisini de desteklemek istiyorsa bu yanlış tip çıkarımlar yapabilir. Ancak bu iddia bilimsel gerçeklere tamamen aykırıdır. Üstelik ilerleyen bölümlerde de değinileceği gibi, Kuran’da bu şekilde bir yaratma fiilinden bahsedilmemektedir.
Bir noktayı belirtmek gerekir: Elbette ki Allah dileseydi canlıları evrimle de yaratabilirdi. Ancak Kuran’da bu yönde bir bilgi yoktur, evrimcilerin öne sürdüğü gibi türlerin aşama aşama oluşumunu destekleyecek tek bir ayet bile bulunmamaktadır. Bilim de bu iddiaların geçersizliğini ortaya koymaktadır. Durum bu kadar açıkça ortadayken, evrim teorisini savunmanın Müslümanlar açısından açıklanabilir bir yönü yoktur. Tek neden ise ilk bölümde de vurguladığımız gibi bilgi eksikliği, evrimciler karşısında duyulan psikolojik eziklikler ve evrimcilerin çoğunluk oldukları için haklı olduklarını zannetme benzeri yanılgılardır. 

 
ALLAH TÜM KAİNATI YOKTAN VAR EDENDİR

KURAN AYETLERİNDEN EVRİM TEORİSİNE DELİL GETİRMEYE ÇALIŞANLARIN YANILGILARI

İnanç sahibi, Allah'a ve Allah'ın indirdiği İslam dinine inandığını söyleyen bir kimse için dini konudaki temel yol gösterici, Kuran ve Peygamber Efendimiz (sav)'in sünnetidir. Allah Kuran'da gerek canlılığın gerekse evrenin yaratılışı hakkında pek çok ayet indirmiştir. Fakat bu ayetlerde evrimle yaratılış olduğuna dair hiçbir bilgi ya da işaret bulunmamaktadır. Diğer bir deyişle canlıların birbirlerinden türediğini, aralarında evrimsel bir bağ olduğunu destekleyecek bir ayet olmadığı açıkça görülmektedir. Hatta tam tersine Kuran'da -önceki bölümlerde de yer verdiğimiz gibi- canlılığın ve evrenin Allah'ın "Ol" emriyle mucizevi şekilde var edildiği bildirilmektedir. Bilimsel bulguların evrim iddialarını yalanladığı göz önünde bulundurulduğunda, Kuran'ın bilimle her zaman paralellik içinde olduğu bir kez daha görülmüş olacaktır. 


Ancak herşey bu kadar açık olmasına rağmen Darwinizm'i savunan bazı Müslümanlar, anlamları çok net olan ayetleri yanlış tefsir etmekte, ayetlere gerçek ve açık anlamlarından başka anlamlar yüklemektedirler. Evrimi savunabilmek ve kendilerince Kuran'dan delillendirebilmek için bazı ayetleri anlamlarını çarpıtarak, zan ve tahminle çıkarımlarda bulunarak, kendi istekleri doğrultusunda yorumlamaktadırlar. Bu ise son derece tehlikeli bir durumdur. Allah bu gibi kimselerin durumunu Kuran'da şöyle bildirmiştir:


Onlardan öyleleri vardır ki, dillerini kitaba doğru eğip bükerler, siz onu (bu okur göründüklerini) kitaptan sanasınız diye. Oysa o kitaptan değildir. "Bu Allah Katındandır" derler. Oysa o, Allah Katından değildir. Kendileri de bildikleri halde Allah'a karşı (böyle) yalan söylerler. (Al-i İmran Suresi, 78)

DARWINİZM BİR TEHLİKE OLARAK GÖRÜLMEDİĞİNDE NELER OLUR

Kitabın önceki bölümlerinde evrim teorisine destek veren bazı inançlı insanların, teoriyi savunurken içine düştükleri yanılgılara değindik. Ancak burada üzerinde durulması gereken bir diğer konu da, evrim teorisine inanmadıkları halde, bu teorinin oluşturduğu tehlikeleri fark edemeyen kesimlerin içine düştükleri kayıtsızlıktır. 


İnançlı insanların, yaratılış gerçeğine tamamen karşı olan bir teoriyi tehlikesiz ve zararsız görmeleri, onun gelişmesine seyirci kalmaları, evrim teorisinin toplumda giderek yayılmasına ve kaçınılmaz olarak ateizmi güçlendirmesine dolaylı bir destek olacaktır. Bu nedenle dindarların, evrim teorisinin altında yatan felsefeyi iyi anlamaları gerekir. Evrim teorisi, materyalist felsefenin sözde "bilimsel" görünen bir üslupla ifade edilmesinden ibarettir. Materyalist felsefe ise "dinsizliğin dini"dir
.
Bu durum, her Müslümanın omuzlarına dinsiziliğin dini ile fikri mücadele görevini yüklemektedir. 


"DARWİNİZM TEHLİKE ARZ ETMİYOR" DİYENLER YANILIYORLAR

SONUÇ

Kitap boyunca da vurguladığımız gibi evrim teorisi ve evrimciler büyük bir çıkmaz içindedirler. Çünkü bilim, Darwinizm'i açıkça yalanlamaktadır. Bunun farkında olan evrimciler ise büyük bir panik içinde çırpınmakta, çıktıkları tartışma programlarında, açık oturumlarda ya da cevapsız kaldıkları her türlü ortamda hemen yaratılış gerçeğini savunanlara saldırmakta, bu şekilde sözle üstün gelmeye çalışmaktadırlar. 


Evrimcilerin "din ile bilimi karıştırmayalım, inanç ayrı, evrim gerçeği ayrı" şeklindeki mantıkları da yine Müslümanların birliklerini bozmak ve yaptıkları mücadeleyi zayıflatmak amaçlıdır. Bu mantığı öne sürenlerin asıl vermek istedikleri hayali hikayelerle dolu mesaj; "Bir gerçek dünya vardır ve bu bilimle anlaşılır ve bilim bize yaratılış diye birşey olmadığını gösterir, ama isteyen kendi kişisel görüşü içinde dilediğine inanır" telkinidir. Bu büyük bir aldatmacadır. Allah'ın evreni ve canlıları yaratmış olduğu "apaçık bir gerçek"tir; hakikatin ta kendisidir. Kainatı saran her detay Allah'ın yaratışının bir delilidir. Asıl olarak evrim hiçbir delile dayanmayan batıl bir inançtır ve ancak kişilerin "özel inancı" olarak değerlendirilebilir. Müslümanlar, "hakikati" materyalist felsefenin egemenliğine veren, buna karşılık yaratılış gerçeğini sadece bir "kişisel inanç" olarak göstermeye çalışan bu aldatıcı telkine karşı bilinçli olmalıdırlar.


Bu telkini yenmek ise kolaydır. Hakkın karşısında batıl olanın hiçbir geçerliliği olmayacağı bir Kuran ayetinde şu şekilde bildirilir:

Hayır, Biz hakkı batılın üstüne fırlatırız, o da onun beynini darmadağın eder. Bir de bakarsın ki, o, yok olup gitmiştir. (Allah'a karşı) Nitelendiregeldiklerinizden dolayı eyvahlar size. (Enbiya Suresi, 18)

Bazı müslümanların evrimi sözde dinle bağdaştırma çabalarının altında ise, "batıl" karşısında duydukları endişe, eziklik, bilgisizlik ve kararsızlık yatmaktadır. Oysa bu son derece yersiz bir ezikliktir. Çünkü evrimcilerin kendilerini savunabilmek için ne bilimsel bir dayanakları, ne de bir delilleri vardır. Onlar bu teoriye olan dogmatik bağlılıkları nedeniyle demagoji yapmakta, psikolojik baskıyla karşılarındakileri susturmaya çalışmaktadırlar. Gerçekte ise çaresiz durumdadırlar.
Söz konusu Müslümanların bunu fark etmemelerinin nedeni, konu hakkındaki bilimsel gelişmelerden habersiz olmalarıdır. Bilimsel gelişmeleri takip etmeyen, evrim teorisinin geçersizliğini anlatan yayınları okumayan bir insan evrim teorisini bilimsel bir gerçek zannetme yanılgısına düşebilir. Ancak bilgisizlik, bu konudaki eserleri okumakla kolayca giderilebilecek bir eksikliktir. Evrim teorisi konusunda detaylı bilgi sahibi olan bir Müslüman için, evrimcilerin iddiaları karşısında kararsız veya suskun kalma gibi bir durum kesinlikle olmayacaktır. Bunun yanı sıra, Allah'ın eşsiz yaratışını ve tüm kainatı saran kusursuz sanatını derin derin düşünmek, Kuran'a kuvvetle sarılmak ve Kuran ayetlerinde bildirilen gerçekleri kavramak bu olumsuz etkilerden kurtulmanın en kolay yoludur. 

Darwinist Propagandaya NET CEVAPLAR

Hayvanların Sadece Vahşi Yönlerini Gösteren Kanallar Bir Çeşit Darwinist Propaganda Yapıyorlar 2012-04-03
Mükemmellik bilimin gösterdiği bir sonuçtur ve tüm canlı yapılarda hakimdir 2012-03-28
''Kendi Kendini Kopyalayan ve Canlılığı Oluşturan İlk Molekül'' diye bir şey yoktur 2012-03-28
The Malaysian Insider İsimli İnternet Sitesindeki Darwinist Yanılgılara Cevap 2012-03-23
Glasgow Üniversitesi’nden Prof. Robert Davis, Richard Dawkins gibi ateistlerin İskoç müfredatı üzerinde kurmaya çalıştıkları baskıya karşı eğitimcileri uyardı 2012-02-29
Öğrenciler derslerde evrim teorisinin okutulmasını istemeyince İngiltere'de Darwinist panik arttı! 2012-01-15
Türkiye'de evrim teorisini anlatan sitelerin internet sansürüne uğradığı iddiası gerçeği yansıtmamaktadır 2012-01-15
Ölümden korkmak CNN programcısı Larry King’e hiçbir fayda sağlamaz 2012-01-15
The Huffington Post yazarı Nidhal Guessoum'un evrim yanılgıları 2012-01-15
Al Jazeera English TV'nin ''Din ve Evrimin Bağdaştığı Yanılgısı'' hemen telafi edilmelidir 2012-01-03